TÜSİAD, Çin'le 'anlayış muhtırası' imzaladı
LEVENT ULUÇER Pekin DHA
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Çin Dış Ticaret Geliştirme Konseyi ile yatırımları desteklemeyi amaçlayan bir 'anlayış muhtırası' imzaladı.
Derneğin Pekin Ofisi'nin açılışı için Çin'de bulunan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Çen Cien ile görüştü. Arzuhan Doğan Yalçındağ, görüşmede Çin - Türkiye ticaretinde Türkiye aleyhine açığın giderilmesi arzusunu dile getirdi. Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Çen de bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek, bunun en iyi yolunun ortak yatırımlar olduğunu kaydetti. Çen, TÜSİAD'ın Şanghay'da da bir ofis açmasını önerdi.
'Büyüme Doğu'dan'
Arzuhan Doğan Yalçındağ, daha sonra Çin-Türkiye İş Semineri'ne katıldı. Burada Türk ve Çinli gazetecilerin sorularını yanıtlayan TÜSİAD Başkanı, "Dünya ekonomisi doğudan büyüyor ve Çin dünya ekonomisinin en belirleyici aktörlerinden biri haline geliyor. Çin halkının tüketim alışkanlıkları dünya ekonomisi üzerinde son derece belirleyici olacak. Türkiye olarak bu süreçte aktif yer almayı arzuluyoruz" dedi.
Çin'in Türkiye'nin ikinci büyük ticaret açığı verdiği ülke olduğunu ve bu ülkeyle ticaretin toplam ticaret açığının yüzde 14'ünü oluşturduğunu kaydeden TÜSİAD Başkanı, bu açığın en önemli nedeninin, Türkiye'nin Çin'e mermer ve krom gibi daha çok hammadde ihraç etmesi, karşılığında da Çin'den katma değeri yüksek mallar ithal etmesi olduğunu söyledi.
Dört yatırım alanı
Türkiye'deki yatırım ortamının her geçen gün daha liberal hale geldiğine ve yatırımcının lehine geliştiğine dikkati çeken Yalçındağ, Çinli yatırımcıların Türkiye'de verimli bir yatırım ortamı bulacaklarını söyledi.
İki ülke arasında işbirliği yapılabilecek alanlara da değinen TÜSİAD Başkanı, bu alanların kömür çıkarılması, otomotiv, turizm ve Ar - Ge olduğunu belirtti. TÜSİAD Başkanı, Çin'in, Ar - Ge yatırımlarını Türkiye'ye yönlendirmesini istedi.
Çin-Türkiye İş Semineri'nde, TÜSİAD ile Çin Dış Ticaret Geliştirme Konseyi arasında, karşılıklı yatırımları desteklemeyi amaçlayan "anlayış muhtırası" imzalandı. Muhtıraya, Arzuhan Doğan Yalçındağ ile konseyin başkan yardımcısı Dong Songgen imza attı.
Ajans sunum yaptı
Seminerde, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz da bir sunum yaptı.
Korkmaz, Türkiye'nin dünyanın 17'nci, AB'nin de 6'ncı büyük ekonomisi olduğunu, dünyada en fazla doğrudan yabancı yatırım giden 13'üncü ülke, dünyanın 2'nci büyük düz cam üreticisi, Avrupa'nın 7'nci büyük demir çelik üreticisi, dünyanın 17'nci taşıt üreticisi, 20.3 milyon turistle dünyanın en çok gezilen 9'uncu tatil beldesi olduğunu kaydetti. Korkmaz, "Türkiye, Çin'e en yakın Avrupa ülkesi" dedi.
Mortgage'la zora düşen Citi, Emir'in fonlarına sarıldı
Citigroup, kaybettiği kanı Abu Dabi Emiri El Nahyan'ın başkanlık ettiği ADIA'da buldu. ADIA, Citi'den 7.5 milyar dolara yüzde 4.9 hisse alacak
EKONOMİ SERVİSİ
Mortagage krizinin etkileriyle finansal olarak zor duruma düşen Citigrup'a Abu Dhabi Investment Authority'ye (ADIA) 7.5 milyar dolar tutarında yeni sermaye koydu. ADIA, yeni sermaye karşılığında yaklaşık yüzde 4.9'la şirkette en büyük hisseye sahip olacak.
ADIA, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki tüm şirketler gibi ülkenin emirine ait, dolayısıyla hisse işlemlerinin tamamlanmasıyla Abu Dabi Emiri Halife bin Zayid el Nahyan, Citigroup'un en büyük hissedarı olacak. ADIA'nın Başkanı olan el Nahyan, "Ortadoğu'nun geleceğini şekillendiren 25 lider listesinde" üç numaralı sırada yer alıyor.
Dünyanın en sayılı petrol ihracatçılarından Abu Dabi'de, ADIA ülkenin büyük oranda petrolden kaynaklanarak verdiği dış ticaret fazlasını yönetmeye çalışıyor. Bu yıl 70 milyar doların üzerinde yabancı ortaklık ve birleşmede bulunan Körfez ülkeleri, bu miktarla, geçen iki yılın toplamını geride bırakmış bulunuyor.
Anlaşmaya göre, ADIA'nın Citi'nin yönetiminde özel mülkiyet veya denetim hakkı ya da yönetim içinde bir rolü olmayacak. ADIA'nın yönetim kuruluna üye atama hakkı da bulunmuyor.
Yüksek faiz ödenecek
ABD borsası dün finans sektörü önderliğinde yüzde 1'in üzerinde değer kaybederken, aktif sıralamasına göre ABD'nin en büyük bankası olan Citigroup hisseleri de beş yılı aşkın bir zamandan sonra ilk kez 30 doların altına indi. Ancak daha sonra Citigroup'a ADIA'nın sermaye koyacağı haberi Asya borsalarının toparlanmasına neden oldu.
Citigroup hisseleri, ADIA'ya yıllık yüzde 11 getiri sağlayacak. Bu oranın, Citigroup'un bonolarını alan yatırımcılara verdiği faizin yaklaşık iki katı olması, analistler tarafından şirketin nakde olan ihtiyacının bir göstergesi olarak yorumlandı. Mortgage kriziyle piyasa değeri hızla düşen Citigroup, bu yatırımla birlikte sermaye yapısını güçlendirmiş olacak.
Citigroup Başkanı Win Bischoff, hisse satışıyla ilgili olarak, "Dünyanın lider yatırımcısı tarafından gerçekleştirilen bu yatırım Citi'nin işini büyütmek için çekici fırsatları kovalamasını sağlayacak" dedi.
ADIA
Toplam varlığın 875 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Dünyada devlet yönetimindeki en büyük fon olam özelliğini taşıyor.
Dünyanın en büyük beşinci petrol reservine sahip.
Bu yıl yabancı şirketlere 40 milyar dolar tutarında yatırım yapmayı planlıyor.
Citigroup
Forbes Global 2000 listesine göre dünyanın en büyük şirketi.
Mal varlığı 1.9 trilyon doları bulan şirketin 120 milyar doları cirosu var.
Dünya çapında yaklaşık 200 milyon müşterisiyle 100'ü aşkın ülkede faaliyetlerini sürdürüyor.
Kentsel rantlar vergilenecek
Gayrimenkulün edinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde satılması durumunda ödenen gelir vergisinin kapsamı genişliyor. 5 yıl sınırının kaldırılması planlanıyor
Gülçin Üstün
Maliye Bakanlığı, kentlerde imar planları ve altyapı yatırımlarıyla kıymetlenen yerlere yönelik, "değer artış kazançlarının vergilendirilmesi" için düğmeye bastı. Bu kapsamda gayrimenkulleri edinme tarihinden itiberen 5 yıl içinde satanların gelir vergisi ödemesi yönündeki düzenlemenin kapsamının genişletilmesi, 5 yıldan sonraki satışlarda da yıllara göre değişen oranda vergi alınması planlanıyor.
Maliye'nin değerlendirmeye aldığı diğer seçeneğin tapu harcına esas bedelin emlak vergisi değerine değil rayiç bedele bağlanması olduğu belirtiliyor.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, bakanlığının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki bütçe görüşmelerinde Gelir Vergisi Kanunu'nun yeniden yazılması kapsamında kentsel rantların vergilendirileceğini açıklamasının ardından gözler Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Konseyi'ne çevrildi. Vergi Konseyi'nin söz konusu vergilendirmenin nasıl yapılacağı konusunda çalışma yürüttüğü, ancak uygulamanın netleşmediği belirtildi.
Söz konusu çalışma kapsamında, mevcut Gelir Vergisi Kanunu'nda değişikliğe gidilmesi planlanıyor. Mevcut yasaya göre konut, dükkân, mağaza, büro, arsa ya da arazi gibi gayrimenkulleri edinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde satanlar, "değer artış kazancı" olarak gelir vergisi ödüyor. Ancak gayrimenkuller edinildikten 6 yıl sonra satılırsa söz konusu vergiye tabi olmuyor.
Süre uzadıkça vergi düşecek
Yeni düzenleme kapsamında 5 yıl sınırının kaldırılarak vergi alanının yaygınlaştırılması planlanıyor. Maliye, söz konusu 5 yıllık sınırdan alınacak değer artış kazancını kademeli olarak vergilendirmeyi de düşünüyor. Buna göre malın edinilmesi ile yeniden satış tarihi arasındaki süre uzadıkça alınan vergi miktarında da bazı indirimler yapılması öngörülüyor.
Yetkililer, edindiği malı 2 yıl tuttuktan sonra satan ile 10 yıl sonra elinden çıkaranı eşit tutmamak gerektiğini, ancak sistemin gayrimenkulleri elde tutmayı özendirmesini de istemediklerini ifade etti.
Rayiç bedel dikkate alınacak
Yetkililer kent rantlarının vergilendirilmesinin sadece Gelir Vergisi Kanunu'nun yeniden yazımıyla sağlanamayacağını ve bir dizi değişiklik gerektiğini aktardı. Bu kapsamda tapu harcına ilişkin düzenlemenin de yenilenmesi gerektiğine işaret edildi. Buna göre, tapu harcına esas bedelin emlak vergisi yerine rayiç bedel olması, düzenlemeye bu bedelin belirli bir oranın altına düşememesine ilişkin hüküm konması planlanıyor. Böylece harç miktarının gerçek alım satım bedeline göre saptanması amaçlanıyor.
Mevcut uygulamanın kötüye kullanıma neden olduğunu kaydeden yetkililer, rayiç bedelin hesaplanmasının kolaylaştığını, sisteme gayrimenkul değerleme şirketlerinin de dahil edilebileceğini belirtiliyor.
Yetkililer, sistemin hayata geçmesi için Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alacak yeni güvenlik müesseselerinin de işletilmesi gerektiğine işaret ediyor. Yeni vergi güvenliği önlemleri kapsamında transfer fiyatlandırması, kazanç karinesi, ön kontrollü beyanname, sektörel marj belirlenmesi gibi çeşitli alternatifler var.